Armut’da ki tavuklar….


Karanlık artık iyice çökmüştür ve horozun gıdaklaması yer yer duyulmaktadır. Hayvan acı acı bağırmaktadır. Çok geçmez dedem karanlıktan çıkagelir. Horozu yakalamıştır.  Hayvan uzun uzun ve kısık sesle graaaak gıraaak demektedir.

Eski evimizin yanına çıkıyorum. Amcamın ailesi yaz tatiline geldiler. Sohbet arası etrafa hasretle şöyle bir bakıyorum. Tabi o eski anılar gözümde canlanmaya başlıyor. Bir armut ağacımız varki benim çocukluğumda da aynı idi. Devasa bir ağaç. Armut’u kış ayında olurdu. İlk yiyenler hiç sevmezdi tadını. Sanki taş yiyormuş izlenimi yaratırdı. Tadı da inadına ekşi. Yiyen bir daha yemek Pencereden ilk onu görürdük. Çevredeki tüm ağaçlara çıkardımda ondan korkar çıkamazdım. Belki bir defa çıkmışımdır ona.

O yıllarda 10 15 tavuğumuz olurdu. Yumurtasından yararlanır etini ayda bir keser yerdik. Tavuklar cins tavuk olup bizim yöresel ağızla guguk gibilerdi. Pazara çıksa süsüne 50 lira verilirdi.

Bu tavuklar yaz ve kış bu büyük armuta çıkar orada pineklerlerdi. Burum burum kar’ın yağdığı akşamlar bile kesin bu ağaca çıkar ve geceyi geçirirlerdi. Ağaca çıkışları ayrı bir eğlence inişleri ayrı bir gırgır idi. Durmadan onları izler hem güler hemde hallerine acırdım. Ayazlı kış gecelerin de donacaklar diye üzülürdüm. Hiç bir şey de olmazlardı.

Neyse bir gün yine dedemin tavuk yiyesi gelir. Hayvanlar akşam olur olmaz yine armut’a çıkmak için hazırlık yapmaktadırlar. Dedem beyaz horozu gözüne kestirmiştir. Bir şekilde müdahale ederek onu ağaca tam çıkamadan yere indirir. Fakat yakalayamaz. İş üzerindedir ve yakalayacaktır. Horoz önde dedem arkada bir kovalamaca fındık bahçelerinde sürmektedir.

Karanlık artık iyice çökmüştür ve horozun gıdaklaması yer yer duyulmaktadır. Hayvan acı acı bağırmaktadır. Çok geçmez dedem karanlıktan çıkagelir. Horozu yakalamıştır.  Hayvan uzun uzun ve kısık sesle graaaak gıraaak demektedir.

Rahmetli babaannem veryansın eder. Bak der horoz bile sana beni bırak bırak diye söyleniyor. Bırak şu hayvanı….

Yorum bırakın